Gerçeğin Savaşçısı

Gerçeğin Savaşçısı... Bir gerçekle yüzleşmek cesaret ister. Gerçeğin savaşçısı olarak kılıcını çekip, tüm yalanların üstüne yürümek ve bununla savaşmak...

Gerçeğin Savaşçısı... Bir gerçekle yüzleşmek cesaret ister. Gerçeğin savaşçısı olarak kılıcını çekip, tüm yalanların üstüne yürümek ve bununla savaşmak...

Gerçeğin Savaşçısı

Bir binanın temeli sağlam değilse, o binanın üstüne kat çıkamazsınız. O binayı temelden yıkmanız gerekir. Yaşamdaki gerçeklerin etkisi de böyle olur. Her şeye sil baştan başlamayı gerektirir; kısa yollar yoktur çoğu zaman. Fark ettiğiniz bir gerçekle yüzleşmek cesaret ister. Gerçeğin savaşçısı olarak kılıcını çekip, tüm yalanların üstüne yürümek ve bununla savaşmak…

Görmezlikten gelerek kutsanmış bir tatmin duygusu ile yaşayabilirsiniz; tıpkı milyonlarca insanın yaptığı gibi. Gerçeği arayan insanlar için bu yol, oldukça çetin virajlarla doludur. Genellikle farkındalıklı bir yaşamın sonuçları arasında derin bir yalnızlık vardır, hem de çok derin bir yalnızlık. Ancak yaşamın temelinde, hayatı sorgulamak vardır. Yaşanılanları, yaşanacakları tümüyle irdelemektir yaşamın özünde olan. Bu çok da tatmin edici sonuçlara ulaştırmaz insanı. Genelde de bu sorgulamanın sonucunda ortaya çıkan gerçekler çok acı vericidir. Bu öylesine acıtır ki, nereden geldiğini bilemediğiniz bu acıyı bir türlü dindiremezsiniz. Gerçeğin arayışındaki insanlar, kendilerini amansız bir savaşa hazırlamalıdır.

Bildiklerini bilmeme şansını çok önceleri elinin tersiyle itmiştir farkında olan. Bu gerçekleri umursamamak da artık mümkün değildir. Hem kendisi hem de yaşamındaki insanlar hakkında edindiği bilgilerle yüzleşmek zorundadır. Bazen bu öylesine acı verir ki, kendisinin herhangi bir bağımlılığı olmadığına bile yerinebilir; çünkü en azından bir süre için bile olsa kaçacak bir yeri vardır bağımlı olanların. Ama farkındalık yolundaki insan kaçamaz, saklanamaz, göz ardı edemez. Gerçeklerin acısıyla yüzleşmek ve onlara göğüs germek zorundadır.

Gerçeğin acısına katlanmak, yalanlar üzerine kurulu bir mutluluktan daha iyidir. Yalnız olmak, kalabalıklar içinde bir “sıradan” olmaktan daha iyidir. Yaşamın, kendi içinde yol alması, yaşamdaki herhangi bir yolcu olmaktan çok daha iyidir. “Bana para, aşk, servet ya da mutluluk değil; gerçeği verin.” der, Thouro. Gerçeği istedikçe özgürleşecek, yalnız kaldıkça çoğalacak, farkında oldukça yaşayacaksın. Bu kez gerçekten yaşayacaksın!

Tayfun Topaloğlu

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir